15 Nisan 2016 Cuma

KEMALİZMİN İDEOLOJİSİ



  
                         Kemalizmin Düşünsel Temelleri (1)

 Mustafa Kemal Atatürk'ün temelini attığı ve yepyeni bir toplumu yaratan Kemalizm'in düşünsel temellerini anlamak için önce Osmanlı'da Batılılaşma hareketlerini anlamak gerekiyor. Bu açıdan bakıldığında 1923 Aydınlanma Devriminin temellerini ve oluşumunu daha iyi anlarız ve Kemalizmin kuramsal çerçevesini net bir şekilde ortaya koyabiliriz. Tabii herşeyden önce çağdaşlaşma ya da diğer adıyla  modernizmden  ne anlıyoruz bunu da açık şekilde ortaya koymak gerekir.  " Çağdaşlaşma sosyal değişmenin özel bir şek­lidir. Modern (çağdaş), yaşadığımız zamana ait, ya da yaşadığımız zamana uygun  demek­tir. Kelime latincedeki "modenuis"ûan, o da, "hemen şimdi" anlamına gelen "modo"dan tü­retilmiştir. Çağdaşlaşma, terim olarak, tarih boyunca gelişmiş kurumların bilimsel bilgide­ki olağanüstü artışı yansıtan ve hızla değişen fonksiyonlara adapte edilmesi (uyarlanması) süreci diye tanımlanır. XIX. yüzyılın ikinci yarısından başlayarak gü­nümüzde de geçerli olan bir anlayışa göre, mo­dern, yani çağdaş kelimesi, toplumlar arasın­da en çok gelişmiş olanların temsil ettiği tek­nik, bilgi ve ilmi zihniyetin karşılığıdır. Aynı anlayışa göre "çağdaşlık", teknolojik, siyasi, ekonomik ve sosyal gelişmede en ileri olan ül­kelerin ortak özelliklerinin ifadesi "Çağdaşlaş­ma" da, ülkelerin bu Özellikleri elde etme ça­ba ve özlemlerini, yahut aynı mahiyette bir ce­reyanı dile getiren bir terimdir. Oysa benzer durumları İfade etmek için başka kelimeler de kullanılmakladır. Yakın zamanlarda, özellikle gelişmiş ülkelerin az gelişmiş ülkeler  üzerinde­ki etkisini belirtmek üzere  "Avnıpaltlaşma",  "Batılılaşma",  "Sanayileşme"  terimlerinin de kelime hazinemize katıldığını görürüz."
   Çağdaşlaşmanın tanımını bu şekilde yaptıktan sonra Osmanlı'da Batılılaşma hareketlerinin ne zaman başladığını açıklayabiliriz. Kısmen Tanzimat Fermanı'nın öncesine dayanmakla beraber temel olarak bu yenileşme hareketlerininTanzimat Fermanı ile başladığını söyleyebiliriz. Peki neydi Tanzimat Fermanında yapılanlar? Öncelikle bunları tek tek açıklayalım.
  - Osmanlı vatandaşları arasında hukuksal eşitlik sağlanacak, kanun önünde herkes eşit sayılacaktır.
  - Bütün Osmanlı vatandaşlarının canı ve malı devletin güvencesi altında olacak, Hristiyan, Müslüman vb. ayrımlar yapılmayarak devlet herkesin ırz  ve namusunun korunması için her türlü tedbiri alacaktır.
  - Her bireyden geliri oranında vergi talebinde bulunulacaktır. Vergi toplanmasındaki adaletsizliklerin önüne geçilecektir.
  - İltizam usulü kaldırılacaktır.
  - Rüşvet ve adam kayırma olaylarına son verilecektir. Halkın devlete ve yöneticilere güven duyması için çaba sarf edilecektir.
  - Kanunlar şeriat esaslarına uygun olacak, Kanunların her gücün üstünde olduğunu kabul edilecektir.
  - Mahkemeler halka açık olacak ve hiç kimse yargılanmadan cezalandırılmayacaktır.
   - Askere alımlar ve terhisler yeniden düzenlenecektir. Askerlik dört veya beş yıl ile sınırlandırılacaktır.
   - Gizli idamlar ve  zehirlemeler  yapılmayacaktır.
   - Osmanlı vatandaşı olan herkes askerlik yapacaktır. Askerlik ocak görevi olmaktan çıkıp Vatan görevi haline getirilecek, Azınlıklar da askere alınacaktır.
  - Davalar kanuna uygun olarak açık bir şekilde görülecektir.
   - Yapılan fermana uyulacağına ulema dahil bütün yöneticiler yemin edecektir.
  - Müsadere sadece suçlu bulunan şahsın malına uygulanacak, mirasçılar bu durumlardan etkilenmeyecektir.
   - Devlet yöneticileri belli günlerde toplanacak, fikirlerini özgürce beyan edecek ve gerekli kanunların çıkarılmasını sağlayacaktır.
   - Tüm vatandaşlar mal ve mülküne sahip olacak ve bunları miras olarak bırakabilecektir.
  - Ferman halka ilan edilecek ve yabancı elçilere resmi biçimde duyurulacaktır."(1)

 Tanzimat Fermanının çok önemli sonuçları olmuştur. Bu sonuçlar şöyle özetlenebilir. Osmanlı devletinde ilk çağdaşlaşma hamlelerinden birisidir. Batılılaşma çabalarının önünü açmıştır.Bu çabalar sonucunda birçok aydın yetişmiş ,önemli eserler konulmuştur. Hukukun her gücün üstünde olduğu kabul edilmiştir. Yeni mahkemeler açılarak bir anlamda Avrupa tipi  hukuk kuralları yerleşmeye başlamıştır. Tanzimat Fermanı ile anayasacılık hareketleri hız kazanmıştır. Tanzimat Fermanı ile Batılılaşma Hareketlerinin ilk adımının Osmanlı Döneminde başladığı kabul edilebilir. Tanzimat Fermanı ile birçok yeni gazeteler çıkmış ,halk yavaşta olsa aydınlanmaya başlamıştır. Özellikle bu dönemde Ali Suavi, Namık Kemal ,Ziya Paşa ,Şinasi ,Ahmet Mithat Efendi gibi aydınlar sorunların padişah ile değil meşruti bir yönetimle çözüleceğine inanıyorlardı.
   Batılılaşma sürecinde özellikle bu dönemde ortaya çıkan (1832) tercüme odasının çok önemli bir yeri vardır.Daha çok tercümana ihtiyaç duyulması Batı dillerinin öğrenilmesini teşvik etti.Batı dillerinin öğrenilmesi ile bu konuda yetişen aydınlar devletin önemli makamlarına geldiler. Devletin bu alanda özel bir bürokrasi yani aydın bürokrasisi yetişmesini sağladı. Cumhuriyet Devriminin oluşmasında yani Türk modernleşmesinde bunun katkısı çok fazladır.

  Türk çağdaşlama devrimi yapılırken Tanzimat Döneminde yetişen aydınların büyük etkisi olmuştur.   Atatürk'ü bu konuda etkileyen düşünürlerin başında Namık Kemal gelmektedir. Vatan sevgisi ,özgürlük kavramlarının oluşmasında O'nun çok büyük etkisi vardır. Yine benzer konularda Abdullah Cevdet ,Ziya Gökalp,Ali Suavi etkilndiği önemli aydınlardandır. Yabancı düşünürlerin bu konuda etksini de göz ardı edemeyiz. Fransız devriminin önemli düşünürleri  Rousseau,Voltaire ,Robespierre gibi aydınlar Atatürk'ü önemli ölçüde etkilemiştir.

 Özetle diyebiliriz ki ; Kemalizmin düşünsel temellerinin oluşmasında Osmanlı'da 1839'larda oluşan Tanzimat Fermanının ve Fransız Devriminin etkileri çok büyüktür. Osmanlı'nın yıkılma sürecine girmesi ,bunu ortadan kaldırmaya yönelik oluşturulan Tanzimat Fermanı ve Fransız Devriminin getirdiği özgürlükler Kemalizmin düşünsel temellerinin oluşmasında çok etkili olmuştur.Atatürk Kemalizm'i bu çerçeveye oturtmuştur. Aslında Kemalizm'i bir sonuç olarak görmek gerekiyor. Osmanlı'da oluşan batılılaşma hareketleri ve Fransız Devriminin getirdiği Aydınlanma Devrimi'nin bir sonucu.Türk milleti içinse yepyeni bir başlangıç. Çağdaşlaşma ve aydınlanma yolunda yepyeni bir başlangıç...
 Cumhuriyet döneminde bu başlangıcın  oluşma koşullarını ve devrimin yerleştirilme sürecini ayrıntılı olarak önümüzdeki yazıda paylaşacağım.


İsmail YILDIRIM

Kaynaklar:

www.tarihin.com

9 Ocak 2016 Cumartesi

NEDEN KEMALİZM




    
                                             
NEDEN KEMALİZM ?

   Kapitalizm temelde insanı ve işçiyi sömürür özünde bu yatar. Kapitalizmde tek önemli değer paradır ve tüketmektir. İnsan daha doğrusu tüketen kişi . Kapitalistler için sen sadece tüketen kişisindir. Kapitalizm insanı o gözle görür. Eğer tüketirsen kapitalizm varolur. Tüketmessen kapitalizm için sen sadece bir hiçsindir. Hiçbir değerin yoktur. Tüketmen gerekir ki kapitalizm yaşasın. Bir ürünün reklamı o yüzden defalarca beyninize kazınırcısına tekrar edilir. Tüket,tüket başka birşey yapma. Neden bu kadar şaşalı ,içi güzel  avmler,alışveriş merkezleri yapılıyor zannediyorsunuz ki? Sadece sizin daha fazla tüketmeniz için yoksa o avmler insana değer verdiği için yapılmıyor. Kapitalizmin özü bu . İnsanı sömürmek başka bir amacı yok. Seni daha fazla sömürsün ki kapitalistlerin cebi dolsun. O yüzden bu dünyadaki sorunların çaresi kapitalizm olamaz. Olmadı da...

  Ya sosyalizm farklı mı? Asla .Sosyalizmde  bu dünyanın sorunlarına çözüm olamaz olmadı da. Sosyalizmin temel çelişkisi ise şu. Belki toplum olarak ileri gidebilirsin,gelişebilirsin ama insan olarak ya da birey olarak kişisel hiçbir özgürlüğün yoktur. Bakın Sovyetler Birliğine sosyalizm adına neler yapıldı ? İnsanların bireysel özgürlükleri var mıydı? Asla böyle birşey yoktu. Olmazda. Çünkü birey kendisi için değil bağlı bulunduğu ulus için çalışır. Kendi bireysel hak ve özgürlükleri yoktur. Önemli düşünürlerden Solijenitsin yıllarca bu sistemi eleştirdiği için hapis yatmıştır. Eleştiri hakkınız yoktur. Eleştirdiğinizde gideceğiniz yer hapishanedir. Nerde kaldı demokrasi, nerde kaldı özgürlükler nerde kaldı hukuk ,adalet ,insan hakları. Yok. İnsanın en önemli özelliği birey olmasıdır ve aklıdır . Aklın yolu da eleştirmekten geçer.Eleştiri hakkı kişinin en doğal hakkıdır.  Sosyalizmin bu tür açmazları çoktur. Gerçekçi bir düşünce sistemi olduğunu da düşünmüyorum. Ütopiktir.İnsanlara sadece geleceği satar.Sosyalizmde bireysel hak ve özgürlükler nasıl olacak ? Bunu asla bir sosyalist yanıtlayamaz. Sosyal demokrasi diyeceksiniz ama buda geçerli değildir. Sosyal demokratların yaptığı sadece liberalizmin örtülü savunuculuğudur. Batı tipi demokrasilerde siz hiç duydunuz mu sosyal demokrat bir partinin ya da iktidarın liberalizm karşıtlığı yaptığını. Yapmazlar çünkü aslında çok kabada olsa yumuşak kapitalistlerdir.

Ayrıca bu iki ideolojinin kapitalizm ve sosyalizmin yol açtığı bir yarada emperyalizm yarasıdır. Emperyalizm sağdan da gelse soldan da gelse zararlıdır. Sonuçta emperyalizm bir kan emici gibi insanları yer sömürür. Karşı çıkmamız gereken budur .Emperyalizm sağdanda gelse soldanda gelse  karşı çıkılması gereken bir şeydir.

  Bu yüzden çözüm aslında üçüncü bir yoldur. Antiemperyalist olan bir ideoloji .Bu ideolojide  Kemalizmdir. Dünyadaki mazlum uluslara örnek olacak bir ideolojidir Kemalizm. Emperyalizmin ( sağ sol farketmez.) yok ettiği mazlum ulusları kurtaracak ve dünyayı tüm bu açmazlardan kurtaracak tek ideoloji Kemalizmdir. Ne insanı sömürür ne de toplumu. Bireyin ve toplumun mutluluk içinde yaşadığı yepyeni bir düzen. Ekonomik olarakta ne sert bir devletçilik ne de sert bir özelleştirmecilik. Bu ikisinin bir arada olduğu gerektiği durumlarda devletin korumacı olarak müdahale ettiği bir ekonomik düzen. Çalışan kesimin adil bir şekilde ve  onu sömürmeden hakkını aldığı bir düzen. Böyle bir düzen mümkün. Mustafa Kemal Atatürk bu düzeni 1930'larda kurdu. Ömrü yetseydi daha yapacağı çok şey vardı. Ama yetmedi. Maalesef ondan sonra gelenler O'nun yolunu takip etmediler. Yolundan saptılar. Bu güzel ülkeyi yaşanılır olmaktan çıkardılar. Çare tekrar Mustafa Kemal'in tam bağımsız ve aydınlıkçı yoluna dönmekte. Yeniden, adım adım ve güçlenerek.Bu da olacaktır. Yaşanan bütün gelişmeler aslında Mustafa Kemal'in ne kadar haklı olduğunu gösteriyor. Marks ya da Adam  Smith  haklı çıkmadı. Ne öngörüleri doğru çıktı ne de teorileri. Dünya gittikçe daha da kötü bir hal almaya başladı. Yepyeni bir anlayış gerekiyor. Bu anlayışta Mustafa Kemal'in çizdiği yol ile olur ancak. Aydınlanmak ve toplumu ilerletmek adına Türkiye'nin bir an önce bu yola dönmesi gerekiyor. Başka çare yok. Tek çare Kemalizm.


İsmail YILDIRIM