15 Kasım 2015 Pazar

CUMHURİYET DÜŞMANLARI

                                        LAİK CUMHURİYETİN  DÜŞMANLARI


Kaynayan  suya  bir kurbağa atarsanız, elbette ki çılgınca kaptan çıkmaya çalışacaktır. Fakat eğer onu ılık suya koyar ve suyu ısıtırsanız, uysalca orada oturacaktır. Su yavaşça ısındıkça, kurbağa rahat bir uyuşukluk haline geçecektir, tıpkı sıcak bir banyo yapan bizden biri gibi ve çok zaman geçmeden, yüzünde bir gülümsemeyle, karşı koymadan kaynayarak ölmesine izin verecektir.
 Bu deneyi hatırladıktan sonra Türkiye Cumhuriyetini yöneten bu zihniyetin ülkenin içini alttan alta nasıl oyduğunu sizlere bu şahısların geçmişte verdiği demeçlerle ve örneklerle anlatmaya çalışacağım.
   
 "Siz ifade özgürlüğüne tam sahip değilseniz, kapatılmamak için, önünüze engeller çıkmaması, iktidara giderken bir takoza ayağınız takılıp da düşmemek için yalan söylemeye, samimiyetsiz davranmaya, takiyye yapmaya mecbursunuz."  Bülent ARINÇ (Meclis konuşması)

Hakimiyet Ulusa değil Allah'a aittir,

Millet isterse laiklik elbette elden gidecektir.

Laiklik dinsizliktir..

Recep Tayyip ERDOĞAN

 Biz o beyaz çarşaflarla beraber yola çıktık. Biz bu konuda bedel ödemeye hazırız.

Bizlere karşı gösterilen bir farklı yaklaşım varsa cevapsız kalmayız.

Zira bize de inanan, güvenen bir kitle var. O kitle, sessiz yığınlar olarak yıllar yılı bekledi. O dille tercüman olacak siyasetçiler olarak bizi buraya gönderdi.

 "Öfkeli olduğumu söylüyorlar, öfke de bir hitabet sanatı.

Sabırla izliyorum. Bulunduğum makam nedeniyle. Ama şu anda böyle bir şeyin karşısında eğer gerilim taraftarı olsam o meydanlara 10 katını biz toplarız.

5 yıl başörtüsü konusunda ses çıkarmadık. Hep sabır sabır dedik.

Din İşleri Yüksek Kurulu 1980'de Kuran-ı Kerim'den bir ayeti alıyor şöyle diyor: Cenab-ı Hak bu ayeti ile celile ile cahiliye devrinin bu adetini kesinlikle yasaklamış. Müslüman kadınların başörtülerini, saçlarını, başlarını, kulaklarını, boyun ve gerdanlarını örtecek şekilde yakalarının üzerine salmalarını emretmiştir…

Recep Tayyip ERDOĞAN

Gönlümün derinliklerinde yatan hıçkırıklar var,

 Ama sabırlı olmaya mecburuz,

Değişmedik.

Hedefimize acele etmeden adım adım ulaşacağız.

Sabredin.

Bazen susarak, bazen baldıran zehiri içerek bu sorunu çözmeyi
hedeflemeliyiz.

Toplumsal mutabakatla sorunu çözeceğiz.,,

 Recep Tayyip ERDOĞAN

Bu Anayasa Mahkemesi'ni Meclis'te yapacağım bir Anayasa
değişikliğiyle kaldırabilir miyim? Kaldırabilirim. Avrupa ülkelerinin
hiçbirinde Anayasa Mahkemesi'ne benzer bir kurum yok. (...) Bugün üye sayısını, görev sahasını değiştirebilirim. Yüce Divan yetkisini alabilirim. Her kanunun Anayasa Mahkemesi'ne gitmesini engelleyebilirim. Her şeyi yapabilirim. Ben Meclisim

Bülent Arınç

Yukarıda saydığım örnekleri  çoğaltmak mümkün. Bugünün muktedirleri kendilerine hep demokrasi içinde yer bulmuş, demokrasiyi kullanarak Türkiye Cumhuriyeti'ni ve laiklik ilkesini hep yok etmeye çalışmışlardır. Ne diyordu Recep Tayyip Erdoğan. Demokrasi sadece bir araçtır,amaç değil. Bunu geçmişte söyleyen kişi bugün demokrasinin nimetleri sayesinde Cumhurbaşkanı olmuştur. Ama yarın ne olacağı belli değildir? Hep demokrasiyi kullanmış ve bugünlere gelmiştir. Laikliği ,Türkiye Cumhuriyetini yukarıda açıklanan kurbağa deneyindeki gibi hep öldürmeye çalışmışlardır. Dincilerin taktikleri budur. 2023 hedefleri boşuna değildir. 2023 Cumhuriyetin 100. kuruluş yıldönümüdür ama onlar için bir rövanştır. Hedefleri 2023 Türkiye İslam Cumhuriyeti'dir. Yapacakları budur. Türkiye'nin  aydınlık insanları buna göre hesaplarını yapmalı ve mücadelelerini vermelidir. Yoksa yarın çok geç olacaktır. Tehlike büyüktür ve bu tehlike bu ülkenin geleceğini karartmaktadır. Mücadelemiz geleceğimiz ve çocuklarımız adına olmalıdır. Onlar nasıl 13 yılda çalışıp ülkeyi bu hale getirdilerse biz onların iki katı çalışıp ülkenin karanlığa gömülmesine müsade etmemeliyiz. Yoksa olan güzel ülkemize olacaktır. 

 Örgütlenerek, sivil toplum hareketlerine katılarak mücadelemizi sürdürmeliyiz. Bunların niyetlerini ,fikirlerini anlatarak toplumu aydınlatma bilinçlendirme görevimizi sürdürmeliyiz. Sadece burda paylaşımlar yaparak insanları aydınlatamayız. Bulunduğumuz ortamlarda,çevremizde insanları aydınlatmalıyız. Güçlüyüz ama sadece dağınığız. Gücümüzü toplar ve bu dağınıklığı aşarsak eminim ki bu Cumhuriyet düşmanlarının hakkından geliriz. Bakmayın onların demokrasi naraları atmalarına hepsi aldatmacadır. Hepsi takiyye yapmaktadır. Geçmişten bugüne yaptıkları uygulamaları düşünün. Yaptıkları herşey Laik Cumhuriyetin altını oymak için. 10 yıl önce kim düşünürdü 6 yaşında ana okuluna giden çocuklara türban taktıracakları ya da imam hatiplerin sayısının bu kadar artacağını. Ya da andımızı kaldıracaklarını , ya da bayramları yasaklayacığını . Hepsini tek tek yaptılar ve yapmayada devam ediyorlar. Adım adım ve planlı bir şekilde. Zararın neresinden dönülse kardır deyip insanları uyarmalı ve bilinçlendirmeliyiz. Yoksa olan hepimize olacak.,bu ülkeyi istemesekte dincilere teslim edeceğiz. İran'da yaşananlar ülkemizde yaşanacak ve fiili olarak bir Ortadoğu ülkesi olacağız. Bu ülkenin aydınlık insanları  olarak buna müsade etmemeliyiz. Yarın çok geç olmadan. Atatürk'ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin bu dinci müsveddeleri tarafından yıkılmasına izin vermemeliyiz. Mücadelemiz Atatürk'ün fikirleri ile  ve onun yolunda devam ederek kararlı bir şekilde sürdürülmelidir. Vazgeçmek yok,vazgeçersek kaybederiz.

İsmail YILDIRIM

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder